bugün
- mühendis erkeklerin genel özellikleri17
- icardi190521
- anın görüntüsü18
- maca sekiz11
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı14
- nervio12
- kadınlar olarak erkeklerle sevişmiyoruz8
- türklerin çok kolay devlet kurması17
- tc'yi atatürk değil ingiliz ve yahudiler kurmuştur31
- kötü gününde sevdiğine mi gidersin seni sevene mi14
- icardi1905 adamdır11
- insan olmaya ceyrek kala13
- ninja turtles lar nasıl para kazanıyor8
- arda güler12
- etine dolgun kız8
- fatih terim9
- üstteki yazarın yaşını tahmin etmek16
- taktik verin16
- çocuğunuzu özel okulda okutur musunuz22
- gecenin şarkısı10
- sık sık aldığınız iltifatlar8
- bir erkekten duyulabilecek en güzel söz8
- muharrem ince'nin diyanet kapatılsın mı anketi10
- türklerin ingilizce konuşamama nedenleri31
- her türk vatandaşına türkiye gezisi12
- en obez özelliğiniz19
- avrupanın zenginliğini hırsızlığa borçlu olması14
- sizi cuma saflarında göremedim sözlük10
- akp chp yakınlaşması15
- risale i nur21
- burda senin paran gecmez diyen delikanli kiz11
- en çok yaşamak istenilen şehir10
- beni özlediniz mi10
- selahattin demirtaş13
- temiz oje sürmek8
- iki adım atınca kan ter içinde kalmak10
- allaha küfür etmek10
- türklerden adam çıkmaması17
- bir müslüman olarak filistin benim meselem değil36
- bir gün önce tanışılan kızın yazlığa davet etmesi14
- ruh varsa neden görünmüyor13
- uludağsözlük'ün ölmesi ve gömmeyi unutmaları10
- selahattin demirtaş'ın 42 yıl hapis cezası alması12
- okula bikiniyle gelen kız9
- sözlükteki erkek nüfusu9
- filistin'in türklere ihanetleri sıralı tam liste24
- üstteki yazarla nereye gitmek isterdin8
- mesajın altlarda kalmış kusura bakma diyen kadın10
- arkadaşlar bu alınır mı8
- buluşunca sürekli derslerden konuşan erkek8
entry'ler (166)
geç kalıyorum her şeye, bunları düşürken de uyumaya.
uyku pek elzem gelmedi şu an yazdığımı okuyunca.
edit:ek
uyku pek elzem gelmedi şu an yazdığımı okuyunca.
edit:ek
sevindiren başlık. daimi olsun diyelim. kendi adıma uzun zamandır duygulardan arınmış gibiyim. beklentim yok, garip hisler, boşluk gibi. ya hayatım çok monoton ya da artık epey duyarsızlaştım.
levent yükseli ne kadar çok sevsem de özlem tekin'den dinlediğim zaman tadı seneler sonra hala bambaşka olan şaheser. tam olarak tanımı yapılmış önceki entrylerde tekrarlayayım bende hakikaten yalnızların şarkısı...
benim dinimle bu hadise sahih diyenlerin dini bir değil. biraz akıl biraz merhamet fazla birşey değil ne zararı var hayvanin öldürünce sevap yazılsın. yapmayin arkadaş.
bu siteler bizim vakti zamanında gprs internetiyle girip polifonik melodi indirdiğimiz siteler değilmiydi yoksa ben mi çağın gerisinde kaldım da, wap denilen yeni siteler türedi diye sorduran başlıktır.
(bkz: tagtag) gençler bu tagtag dediğimiz yerden melodi indirirdik şimdiki akîbetini bilmem. şimdilerde sapkınca bir şey olduysa dikkate almayınız.
(bkz: tagtag) gençler bu tagtag dediğimiz yerden melodi indirirdik şimdiki akîbetini bilmem. şimdilerde sapkınca bir şey olduysa dikkate almayınız.
sosyal medyada belki de hepinizin gördüğü saçmalık. şu anda da bir tv programında yapılan özel eğitimden zerre anlamayan otizmli orta-ağır derecede zihin engellilerle bir an çalışmamış ögrencilerle gram zaman geçirmemiş zihniyetlerin vicdansızlık şiddet diye adlandırdıkları durum.
şiddet olarak adlandıramazsınız bunu kaldı ki adamın, ögrencinin ellerini tutmasına şiddet diyorsanız siz şiddet görmemişsiniz. o öğrencinin sakinleşmesini bekleyecekmişiz beklediğiniz zaman neler olabilir ben biraz anlatayım.
sizin özel egitim okulunda cocuklar tenefüsteyken 3. kattan aşağıya sandalye atan öğrenciniz oldu mu... sandalye kimseye gelmedi ama öğrencilerin ve bir öğretmenin arasına düştü.
haklısınız çocuğun 2. sandalyeyi atıp sakinleşmesini bekleyebilir öğretmen belki 3. sandalyede sakinleşir.
peki lavabodaki aynayı kırıp eline aldığı kırılan ayma parçasıyla öğretmeninin boğazına hamle yapan öğrenciniz...
öğretmenimin çocuğun elini tutup zorla o ayna parçasını almaması gerekirdi haklısınız...
başka bir sınıfta öğrenci kriz geçirip ayağa kalkıp kendini yere atabilir kalkip sınıftaki stajyer öğrencinin karnına yumruk atabilir daha sonra duvarda asılı duran saati (ki saat 2 bucuk metre yükseklikte en az) kırıp saatin kırılan cam parçalarının eline batmasıyla kendine zarar verebilir arkadaşlarına vurabilir ki grup eğitiminde bu çocuk kendinden başka 8 arkadaşı daha var bu sınıfta ama öğrenciyi tutmamamız gerek.
örnekleri çok daha artırabilirim ama orta ve ağır dereceli okullarda bir kere bile çalışmamış gereksizlerin bu kadar ahkâm kesebilmesi çileden çıkarmış durumda beni. hepsinin Allah belasını versin... eğer çevresine, arkadaşlarına, kendisine zarar verebilme ihtimali olan bir öğrenciyi serbest bırakabilecek kadar vicdansız; öğrenciden, dayak yemekten, üzerine öğrencinin tükürmesinden, ellerine öğrencinin idrarından vb. bulaşmasından iğrenen öğretmenler varsa onlarında Allah belasını versin...
bu linç kampanyasından dolayı çok üzgünüm ve sinirliyim. saygılarımla...
şiddet olarak adlandıramazsınız bunu kaldı ki adamın, ögrencinin ellerini tutmasına şiddet diyorsanız siz şiddet görmemişsiniz. o öğrencinin sakinleşmesini bekleyecekmişiz beklediğiniz zaman neler olabilir ben biraz anlatayım.
sizin özel egitim okulunda cocuklar tenefüsteyken 3. kattan aşağıya sandalye atan öğrenciniz oldu mu... sandalye kimseye gelmedi ama öğrencilerin ve bir öğretmenin arasına düştü.
haklısınız çocuğun 2. sandalyeyi atıp sakinleşmesini bekleyebilir öğretmen belki 3. sandalyede sakinleşir.
peki lavabodaki aynayı kırıp eline aldığı kırılan ayma parçasıyla öğretmeninin boğazına hamle yapan öğrenciniz...
öğretmenimin çocuğun elini tutup zorla o ayna parçasını almaması gerekirdi haklısınız...
başka bir sınıfta öğrenci kriz geçirip ayağa kalkıp kendini yere atabilir kalkip sınıftaki stajyer öğrencinin karnına yumruk atabilir daha sonra duvarda asılı duran saati (ki saat 2 bucuk metre yükseklikte en az) kırıp saatin kırılan cam parçalarının eline batmasıyla kendine zarar verebilir arkadaşlarına vurabilir ki grup eğitiminde bu çocuk kendinden başka 8 arkadaşı daha var bu sınıfta ama öğrenciyi tutmamamız gerek.
örnekleri çok daha artırabilirim ama orta ve ağır dereceli okullarda bir kere bile çalışmamış gereksizlerin bu kadar ahkâm kesebilmesi çileden çıkarmış durumda beni. hepsinin Allah belasını versin... eğer çevresine, arkadaşlarına, kendisine zarar verebilme ihtimali olan bir öğrenciyi serbest bırakabilecek kadar vicdansız; öğrenciden, dayak yemekten, üzerine öğrencinin tükürmesinden, ellerine öğrencinin idrarından vb. bulaşmasından iğrenen öğretmenler varsa onlarında Allah belasını versin...
bu linç kampanyasından dolayı çok üzgünüm ve sinirliyim. saygılarımla...
zihin engelliler öğretmenliği mezunuyum. üniversitedeyken bölümü bilmeyen bünyeler sorduklarında, bölümü söylemem akabinde verilen cevap olsun o da güzel oluyordu. ve konu küt diye kapanıyordu.
bu arada üniversite tercihi yapacak arkadaşlara not olsun okuyorlarsa bu entryi eğer çocukları sevmiyorsanız, sabrınız ve en önemlisi merhametiniz yoksa bu bölümü seçmeyin. siz yapmayın bu mesleği.
bu arada üniversite tercihi yapacak arkadaşlara not olsun okuyorlarsa bu entryi eğer çocukları sevmiyorsanız, sabrınız ve en önemlisi merhametiniz yoksa bu bölümü seçmeyin. siz yapmayın bu mesleği.
zamana bırakan kişi aynı anda umut ediyorsa zaten vazgeçmiş demektir. bir büyüğümüzün dediği gibi "umut vazgeçmekle eşdeğerdir ve aldatmacaların en büyüğüdür."
hep arkadaş olarak görülmüş erkektir. aynı zamanda yakışıklı değilnamansempatiktir bu kişi.
belki arkadaşlıktan başka bir şey nasıl olunur onu bilmiyorum.
kimseye bir kırgınlığım yok beni neden sevmediniz diye iyi ki de olmamış diyebiliyorum artık çünkü zamanı gelince elbet biri olacak olmazsa da hayırlısı artık duyarsızlaştım bu duruma...
belki arkadaşlıktan başka bir şey nasıl olunur onu bilmiyorum.
kimseye bir kırgınlığım yok beni neden sevmediniz diye iyi ki de olmamış diyebiliyorum artık çünkü zamanı gelince elbet biri olacak olmazsa da hayırlısı artık duyarsızlaştım bu duruma...
bu tip insanlar mümkünse insanlarla iletişim içinde olmayacakları bir alanda topluma karış(ma)sınlar.
net nefret ediyorum bunlardan.
ne iş yaptıkları, ne mevkide oldukları umrumda değil, böyle bir egoya sahip olan herkes toplumun tevazu sahibi kesiminden tecrit edilmiş sekilde yaşasın herkes çok daha mutlu olur.
bakın yanlış anlaşılmasın odtü boğaziçi gibi önemli üniversitelerimiz ya da makam mevki sahibi insanlarla değil derdim, tamamen şu oturmamış çiğ karakterli insanlarla.
troll olup olmaması çok dert değil arkadaşın yazmak istedim sadece. tedbirsiz sıçmaya gitmesinler ortalık yerde dikkat etsinler gerisi sorun değil. aman diyeyimm...
net nefret ediyorum bunlardan.
ne iş yaptıkları, ne mevkide oldukları umrumda değil, böyle bir egoya sahip olan herkes toplumun tevazu sahibi kesiminden tecrit edilmiş sekilde yaşasın herkes çok daha mutlu olur.
bakın yanlış anlaşılmasın odtü boğaziçi gibi önemli üniversitelerimiz ya da makam mevki sahibi insanlarla değil derdim, tamamen şu oturmamış çiğ karakterli insanlarla.
troll olup olmaması çok dert değil arkadaşın yazmak istedim sadece. tedbirsiz sıçmaya gitmesinler ortalık yerde dikkat etsinler gerisi sorun değil. aman diyeyimm...
odadan mutfağa gidene kadar olan sürede mutfaktan ne alacağımı unuttuğumda geri odaya döner dönmez mutfaktan alacağım şeyin aklıma gelmesi,
ya da konuşurken arada kaynayan bir konuyu unuttuğumda konuşulanlar üzerinden geriye doğru giderek arada kaynayan konuyu hatırlamak,
geriye gitmek bende bir yöntem oldu hatırlamakta, bilimsel bir karşılığı var mı bilmiyorum ama merak etmiyor da değilim bir tek bana mı oluyor acaba diye...
ya da konuşurken arada kaynayan bir konuyu unuttuğumda konuşulanlar üzerinden geriye doğru giderek arada kaynayan konuyu hatırlamak,
geriye gitmek bende bir yöntem oldu hatırlamakta, bilimsel bir karşılığı var mı bilmiyorum ama merak etmiyor da değilim bir tek bana mı oluyor acaba diye...
bu dönemden istiyorum böyle ince düşüncelerin hakim hakim olduğu dönemden,
evin camına asılan çiçeğin renginden evde hasta olup olmadığını,
kahveyle gelen sudan misafirin aç olup olmadığını,
kapıdaki kalın ve ince tokmaklardan gelen misafirin erkek ya da kadın olduğunun anlaşıldığı,
sadaka taşlarının içindeki paradan herkesin ihtiyacı kadar aldığı,
bunun gibi sıralanacak pek çok şeyin var olduğu ve en önemlisi bunların suistimal edilmediği dönemlerden olsun.
bunların hepsini geçtim insanların biraz olsun empati yapabileceği insanların insan olduğu bir dönem de yeter...
evin camına asılan çiçeğin renginden evde hasta olup olmadığını,
kahveyle gelen sudan misafirin aç olup olmadığını,
kapıdaki kalın ve ince tokmaklardan gelen misafirin erkek ya da kadın olduğunun anlaşıldığı,
sadaka taşlarının içindeki paradan herkesin ihtiyacı kadar aldığı,
bunun gibi sıralanacak pek çok şeyin var olduğu ve en önemlisi bunların suistimal edilmediği dönemlerden olsun.
bunların hepsini geçtim insanların biraz olsun empati yapabileceği insanların insan olduğu bir dönem de yeter...
Haberi okuyan var mı merak ediyorum. Zira bu kişiler kayseriden gelmiş.
(bkz: algernona çiçekler)
Alanımla ilgili olduğu halde person of interest isimli diziyle tanıdığım okuduğum kitaptır.
Konusu ise şöyledir.
-Çok düşük bir IQ ile doğan Charlie, bilim adamlarının, zeka seviyesini artıracak deneysel ameliyatı gerçekleştirmeleri için kusursuz bir adaydır. Bu deney Algernon adındaki laboratuvar faresinde test edilmiş ve büyük bir başarı elde edilmiştir.
Ameliyattan sonra, Charlie'nin durumu günlüğüne yazdığı raporlarla takip edilmeye başlanır. ilk yazdığı raporlara çocuksu bir dil ve imla hataları hakimdir. Ve sonra ameliyat etkisini göstermeye başlar. Charlie artık, insanların kendisiyle dalga geçemeyeceğini ve bir sürü arkadaş edineceğini, aşık olduğu kadına açılabileceğini düşünür. Fakat zekası normalin çok üstüne fırladığından, çevresinde yadırganır, kıskanılır ve istemiş olduğu arkadaşları edinmekte yine başarısız olur ve yine yalnızdır...
Bu deney, son derece önemli bir buluş olarak görülüyordu, ta ki Algernon'da ani bir gerileme baş gösterene kadar... Acaba Charlie'de de aynı gerileme olacak mıydı?
Okumadıysanız kesinlikle öneririm.
Alanımla ilgili olduğu halde person of interest isimli diziyle tanıdığım okuduğum kitaptır.
Konusu ise şöyledir.
-Çok düşük bir IQ ile doğan Charlie, bilim adamlarının, zeka seviyesini artıracak deneysel ameliyatı gerçekleştirmeleri için kusursuz bir adaydır. Bu deney Algernon adındaki laboratuvar faresinde test edilmiş ve büyük bir başarı elde edilmiştir.
Ameliyattan sonra, Charlie'nin durumu günlüğüne yazdığı raporlarla takip edilmeye başlanır. ilk yazdığı raporlara çocuksu bir dil ve imla hataları hakimdir. Ve sonra ameliyat etkisini göstermeye başlar. Charlie artık, insanların kendisiyle dalga geçemeyeceğini ve bir sürü arkadaş edineceğini, aşık olduğu kadına açılabileceğini düşünür. Fakat zekası normalin çok üstüne fırladığından, çevresinde yadırganır, kıskanılır ve istemiş olduğu arkadaşları edinmekte yine başarısız olur ve yine yalnızdır...
Bu deney, son derece önemli bir buluş olarak görülüyordu, ta ki Algernon'da ani bir gerileme baş gösterene kadar... Acaba Charlie'de de aynı gerileme olacak mıydı?
Okumadıysanız kesinlikle öneririm.
Üniversite ev ortamı ağdan kurduk 7 8 kişi oynuyoruz herkes odalara dağılmış elektrik alan bir arkadaşla geçen diyalogumuz
+ibooo elektrik yook
-lan asağıdaki odada var ben ordan aldım.
Akabinde herkes dumur olur...
+ibooo elektrik yook
-lan asağıdaki odada var ben ordan aldım.
Akabinde herkes dumur olur...
hakikaten değer verdiğiniz kişilerin yaptığı sizi üzecek davranışların söylemlerin hepsi.
uzun süre önce ya hevesinin katili olmuş ya da onu bir yerde unutmuş ve nerede olduğunu hatırlamayan insadır.
yaşanmış onca hayal kırıklığı vardır ki mutlu olmanın yönteminin bu olduğuna kanaat getirmiştir, beklenti içine girme ki olmadığı zaman üzülmeyesin, olursa da ekstra mutluluk sebebi.
yaşanmış onca hayal kırıklığı vardır ki mutlu olmanın yönteminin bu olduğuna kanaat getirmiştir, beklenti içine girme ki olmadığı zaman üzülmeyesin, olursa da ekstra mutluluk sebebi.